BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

Dünyada yaklaşık 10 milyon HIV pozitifin ilaçlara erişimi olmadığı için çaresizce ölümü beklediğini, oysa ki tedavi gören HIV pozitif bir kişinin herkes kadar sağlıklı ve uzun bir yaşam sürdürebileceğini...

6 Ağustos 2012 Pazartesi

İmam AIDS Olursa

Sina Koloğlu'nun, "İmam AIDS Olursa" başlıklı olan Milliyet'teki bugünkü köşe yazısından alıntıdır.

...
Samanyolu Televizyonu’nun vitrin dizisi ‘Farklı Boyut’un kendine özgü senaryosu var. Bunun en son örneği ‘Farklı Boyut’ta (10’uncu bölümde) yer aldı. İmam Eyüp, yüzünün sadece üç yerinde bulunan yaralarla dolaşıyor. Halsiz. Eşi Meryem, tesettürlü (tersi olamazdı!). Onu zorla doktora götürüyor ve gerçek ortaya çıkıyor Eyüp, AIDS. Tabii bunu eşinin yanında ona söylemek doktor için diğer hastalarından (!) daha zor oluyor. Malum, hastalık kan yolundan ya kan alınırken ya da malum şekilde geçiyor. Senaristleri bu konuda taktir etmemek mümkün değil. Çok izlenen kanalların başvurduğu ‘dikkat çeken temalar’ arasında böyle bir şeyi düşünmeleri olanaksız. İşte ‘Farklı Boyut’ ekibi kendi formatları içinde olabilecek en ‘sansasyonel hali’ yakalamışlar. İmamı AIDS yapmışlar. Meryem eşine “Eyüp zina yaptın mı?” diye sorunca, Eyüp “Sen neler diyorsun Meryem” derken adeta yıkılıyor. Çocukları alıp evi terk ediyor Meryem. Hoca derbeder sokaklarda oksijen tüpü ve tekerlekli sandalyeyle dolaşıyor ney eşliğinde. Ve cemaate verdiği son vaazda bir de onlara anlatıyor durumu; “Ben AIDS oldum. Hep uzak durdum, zina etmedim. Af buyurun, zina etmedim. Nasıl bulaştı bilmiyorum” dedikten sonra mesaj veriliyor: Allah’tan gelen bir hastalık. Kabul etmekten başka çare yoktur. Ve bu Eyüp İmam’ın son anları olur. Peki bu durumda meslek imamlık olmasa ne olacaktı? Bu şık her meslek için geçerli mi? Böyle söyleyip yırtmak mümkün mü? Dedim ya ‘Farklı Boyut’ kendine özgü senaryosuyla televizyonda farklı bir yer edindi. Başka hangi dizide imam AIDS olabilirdi?
...

HIV/AIDS temasını işleyen dizilerde, filmlerde nedense HIV pozitif kişi hep AIDS evresindedir ve sonuçta ölür. Avazımız çıktığı kadar "HIV/AIDS öldürmez" diyelim, nafile... Milyonlarca kişiye ulaşan bu yapımlar bizim cılız mücadelemizi yerle bir etmeye yetiyor.

Gerçi imamı ölüme götüren, biraz da eşinin ve toplumun durumuna olan tepkisi olmuş. Bu boyutuyla verilen mesaj doğru ve anlamlı. Toplumsal ayrımcılık, HIV pozitiflerin karşılaşma olasılığının yüksek olduğu bir durum. Toplumsal önyargılardan, ayrımcılık ve damgalamadan HIV pozitifleri koruyacak yasal düzenlemeler olmadığı müddetçe, daha çok HIV pozitifi öldürürüz ya da zaten ölmeden mezara göndermiş oluruz.

Diğer yandan  dizinin sonunda verilen mesajda, imamın durumu "Allah'tan gelen bir hastalık" şeklinde verilmiş. En azından Sina Koloğlu öyle değerlendirmiş. Bu yorum, "HIV sadece ahlaksızların! başına gelmez masumların! başına da gelebilir" gibi bir anlam taşıyor. Toplumsal belleğimizde HIV ile ilişkilendirdiğimiz gruplar belli. Bunlar dışındaki bir kişi, örneğin imam HIV pozitif olduğunda "Allah'tan gelen bir hastalık" oluyorken diğerlerine "Hak etmiş, ahlaksız" deyiveriyoruz. Çünkü yapmayı en sevdiğimiz şey kategorize etmek...damgalamak...

Pozitifiz Facebook sayfasını takip edin!

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder