BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

Dünyada yaklaşık 10 milyon HIV pozitifin ilaçlara erişimi olmadığı için çaresizce ölümü beklediğini, oysa ki tedavi gören HIV pozitif bir kişinin herkes kadar sağlıklı ve uzun bir yaşam sürdürebileceğini...

31 Ekim 2011 Pazartesi

HIV/AIDS Nasıl Bulaşır, Nasıl Bulaşmaz

Olabildiğince açık bir şekilde HIV'in nasıl bulaşabileceğini, hangi durumlarda bulaşmayacağını, her bir temas biçiminde HIV bulaşması risklerini ve riskli bir durum karşısında ne yapılabileceğini anlatmaya çalışacağım. Bu arada AIDS nasıl bulaşır diye soranlar da oluyor. AIDS'in HIV sebebiyle gelişebilen sağlık sorunlarının bütününü tanımladığını ve bulaşma ihtimali olanın virüs yani HIV olduğunu tekrar belirtmek isterim.

HIV, 3 yolla bulaşabilir:

1. ANNEDEN BEBEĞE:  Anneden bebeğe HIV doğumda ya da emzirmeyle bulaşabilir. Anneden bebeğe doğumda HIV bulaşma ihtimali %25'dir. Ancak annenin hamileliğinde HIV tedavisi alması ve virüs miktarının tespit edilemeyecek seviyede olması durumunda anneden bebeğe HIV bulaşma riski %0,5'dir.

2. KORUNMASIZ CİNSEL İLİŞKİYLE: HIV, korunmasız yani kondom kullanmadan yapılan cinsel ilişkiyle bulaşabilir. Vajinal, anal ve oral ilişkiler için riskler farklıdır. HIV pozitif bir kişiyle yaşanan oral ilişkide bulaşma riski 0,0005 kadar iken vajinal ilişkide 0.001 ve anal ilişkide 0,005 kadardır.

3. KAN VE KAN ÜRÜNLERİYLE: Kan ve organ nakilleri,  damar içi madde kullanıcılarında ortak enjektör kullanımı ve sağlık çalışanları için iğne batması HIV bulaşı açısından risk taşır. HIV içeren bir kanın bir başka kişiye nakledilmesi durumunda bulaşma riski 0,9'dur.

HIV,

  • Öpüşmekle
  • Aynı kaptan yemek - içmekle
  • Aynı tuvaleti kullanmakla
  • Yüzme havuzundan
  • Sivrisinek ısırmasıyla

bulaşmaz.

HIV; spermde, vajinal sıvıda, ön sıvıda ve kanda bulaştırıcı miktarda bulunabilir. Tükürük, gözyaşı ve ter ile HIV bulaşmaz. İlişkiye girilen HIV pozitif kişi, HIV'i baskılayan anti HIV tedavisi alıyor ve vücudundaki virüs kontrol altındaysa HIV bulaşması riski %96 azalır. 

HIV'in cinsel yolla bulaşmasını önlemenin tek yolu kondom (prezervatif) kullanmaktır. Erkek ve kadın kondomları cinsel yolla HIV geçişini engeller. HIV pozitif bir kişiyle yaşanan cinsel ilişki sırasında kondom çıkması veya patlaması durumunda HIVnegatif olan partnerin riskli durumdan en fazla 72 saat sonrasına kadar profilaksi tedavisine başlaması önerilir.

Sağlık çalışanlarının evrensel enfeksiyon kurallarına uymaları durumunda HIV bulaşması söz konusu olmaz. İğne batması gibi durumlarda ise yukarıda bahsettiğim süre içinde profilaksi tedavisine başlanmasıyla HIV bulaşması engellenebilir.

Doku bütünlüğü bozulmamış olan bir bölgenin HIV içeren sıvılarla temasıyla HIV bulaşmaz. Açık ortamda kandaki virüs kısa sürede ölür.

Pozitifiz Facebook sayfasını takip edin!

30 Ekim 2011 Pazar

HIV ve AIDS Testleri

Yazının başlığı, HIV ve AIDS testleri olmasına karşın aslında bunun doğru adı HIV testleridir. Bunu AIDS nedir? bölümünde açıklamaya çalışmıştım. AIDS test yapılabilecek somut bir olgu değil bir evre ya da bir tablodur. HIV'e bağlı gelişen bir sendromdur. Kanda bakılacak şey HIV'dir ve bu yüzden testini yaptıracağımız şey HIV testidir.

HIV’e karşı bağışıklık sisteminin “antikor” adı verilen maddeleri geliştirmesi ve bunların saptanmasıyla HIV enfeksiyonunun tanısı konmaktadır. Son yıllarda kullanıma giren hızlı HIV testleri bulunmakla birlikte en yaygın ve etkin yöntem ELISA (Enzyme-Linked Immüno-Sorbent Assay) yöntemi ile anti HIV antikorlarının saptanmasıdır.

ELISA (ELİZA) TESTİ:

ELISA yöntemi ile HIV’e karşı yapılan test, HIV antikorları için %95-99 özgüllüğe sahip, pratik, kolay uygulanabilen ve tarama testi olarak kullanılan bir testtir. Devlet hastanelerinde, üniversite hastanelerinde, halk sağlığı laboratuvarlarında, özel laboratuvarlarda ve özel polikliniklerde yapılmaktadır. Günümüzde 4. jenerasyon elisa testleri uygulanmakta olup bu testin riskli durumdan 3 ay sonra yaptırılması gerekmektedir. 3 ay doldurulmadan yapılan testlerde bağışıklık sitemi henüz antikor oluşturmamış olabileceğinden test sonucunun güvenilirliği düşer. Bu 3 aylık döneme pencere dönemi denir. İlk test sonucu “pozitif” çıkarsa, test ikinci kez tekrar edilir, ikinci testte pozitif ise sonucun doğrulanması için “Western Blot” adı verilen doğrulama testi uygulanır. Elisa testlerinde yalancı pozitiflik görülebilir.

WESTERN BLOT TESTİ:

HIV’e özgül antikorların saptanması ve doğrulanması için kullanılan, zaman alan, uygulaması zor, pahalı, fakat güvenilirliği yüksek bir testtir. ELISA testinin doğrulanması amacı ile kullanılmaktadır.

Ülkemizdeki Doğrulama Merkezleri;

• Ankara Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü
• Kızılay Derneği Ankara Kan Merkezi
• GATA, Ankara
• İstanbul Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği
• İstanbul Zührevi Hastalıklar Hastanesi
• Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, İzmir
• Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, İzmir
• İzmir Hıfzıssıhha Enstitüsü

Kişilere hiv tanısı ancak doğrulama testi sonucunda konur. 2 elisa testinin pozitif çıkması sonucunda kişiden tekrar kan alınarak yukarıda belirtilen doğrulama merkezlerinden birine gönderilir. Sonucun çıkması 2-4 hafta kadar sürebilir.

Pozitifiz Facebook sayfasını takip edin!

HIV ve AIDS Tedavisi

HIV ve AIDS tedavisine antiretroviral tedavi denir. HIV, vücutta tamamen yok edilemese de antiretroviral ilaçlarla kontrol altına alınabilir. HIV pozitif kişiler doğru ve düzenli tedaviyle AIDS belirtileri ile karşılaşmadan herkes kadar sağlıklı ve uzun bir yaşam sürdürebilirler.Tedaviye AIDS evresinde başlayanlar tekrar HIV pozitif statüsüne geri dönebilirler. Ancak bazı durumlarda çok geç kalınmış ve kişiyi geri döndürebilme şansı kaybedilmiş olabilir. Bu sebeple doğru zamanda tedaviye başlamak ideal olandır. HIV pozitif ya da AIDS olmak ölmek demek değildir. İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre günümüzde HIV ile enfekte olmuş 30 yaşındaki bir kişinin ortalama yaşam beklentisi 75 yıldır.

HIV 80'li yılların başında tanımlandıktan kısa bir süre sonra, 1987'de HIV tedavisinde kullanılan ilk ilaç olan Zidovudine bulundu. Ancak tek başına Zidovudine tedavisi HIV'i kontrol altına almaya yetmedi sadece kişilerin yaşamlarını bir süreliğine uzatmayı sağladı. HIV o kadar akıllı bir virüstü ki bu ilacın tek başına kullanımında onu etkisiz hale getirmeyi başarıyordu. HIV tedavisinde esas dönüm noktası ise 1996 yılı oldu. Bu yılda HIV tedavisinde kullanılabilen farklı sınıflardan ilaçlar bulundu. O yıldan günümüze HAART(Highly Active Antiretroviral Therapy) denilen, en az 2 farklı sınıftan 3 ilacın birlikte kullanıldığı tedaviler kullanılıyor. HAART ya da bir diğer ifadeyle kombinasyon tedavisi sayesinde HIV pozitifler sağlıklı yaşamlarına devam edebiliyorlar.

Şu anda 6 farklı sınıftan 25 antiretroviral ilaç bulunmakta. Ülkemizde ise 3 farklı sınıftan 13 antiretroviral ilaç mevcut. Türkiye'de HIV tedavisine ilk başlayacak olanlar için  ilaçlar gelişmiş diğer ülkelerdekilerle aynı. Yani Amerika'da ilaca ilk başlayacak olan HIV pozitif hangi ilaçları kullanıyorsa Türkiye'de de o ilaçlar kullanılıyor. Türkiye'deki sorun başlangıç tedavisinde kullanılan ilaçlara direnç geliştirmiş HIV pozitiflere ilaç bulmakta. Her ne kadar bu kişiler için uygun ilaçlar İlaç Ezcacılık Genel Müdürlüğü kanalıyla getirtilebilse de bu oldukça zor ve devamlılığında sorun yaşanabilen bir süreç olabiliyor. Bu sebeple başlanılan HIV tedavisine uyum çok önemli. İlaçların dozlarını atlamadan, aksatmadan almak gerekiyor.

HIV pozitiflerin tedavileri yaşam boyu devam eder. Yılda 4 kez tedavi görülen hastaneye gidilerek kan değerlerinin kontrolü ve diğer sağlık muayeneleri yapılmalıdır.

Pozitifiz Facebook sayfasını takip edin!

AIDS Nedir?

AIDS, İngilizce Acquired Immune Deficiency Syndrome kelimelerinin ilk harflerinden oluşur. Türkçe karşılığı Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu'dur. Eids diye okunur.

Kelimeleri tek tek incelersek;

EDİNİLMİŞ - Kalıtsal olarak geçmez ancak sonradan edinilebilir.

BAĞIŞIKLIK YETMEZLİĞİ - Vücudumuzun dışarıdan gelen mikroplara karşı bir savunma mekanizması vardır. HIV, vücudun savunma gücünü azaltarak zaman içinde yok eder ve bağışıklık yetmezliğine neden olur.

SENDROM - AIDS tek başına bir hastalığı tanımlamaz, sendromdur. Yani birbirleriyle ilişkisiz görünen ancak ortak bir nedene bağlı belirtiler ve şikayetler bütünüdür.

HIV pozitif olan kişiler eğer tedavi olmazlarsa yıllar içinde AIDS evresine gelerek pek çok hastalıkla karşı karşıya kalırlar. Bu evrede fırsatçı enfeksiyonlar ve çeşitli kanserler görülebilir. Bağışıklık sistemi tamamen savunmasız bir durumda olduğu için bu enfeksiyonlardan ya da kanserlerden herhangi biri sebebiyle kişiler yaşamlarını kaybedebilirler.

Pozitifiz Facebook sayfasını takip edin!

HIV Nedir?

HIV, İngilizce Human Immunodeficiency Virus kelimelerinin ilk harflerinden oluşur. Türkçe karşılığı ise İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü'dür. AIDS virüsü ya da AIDS'e neden olan virüs olarak ta tanımlanmaktadır.

Kelimeleri tek tek incelersek;

İNSAN - Hemen her canlı türünde bağışıklık sistemini yetersiz hale getiren virüsler bulunur. Örneğin kedilerde de FIV (Felis Immunodeficiency Virus) adı verilen virüs bulunabilir. HIV sadece insanları etkilerken diğer canlılardaki bağışıklık yetmezliği virüsleri insana bulaşmaz.

BAĞIŞIKLIK YETMEZLİĞİ - HIV, vücudumuzu dışarıdan gelen mikroplara karşı savunan CD4 hücrelerimize saldırır ve kendini çoğaltmak için CD4 hücrelerini kullanır. Vücudun savunma gücünü yani CD4 hücrelerini yıllar içinde azaltarak yok eder ve bağışıklık yetmezliğine neden olur.

VİRÜS - HIV, virüsler ailesinin bir alt kolu olan retrovirüsler grubundadır. Retrovirüsler kolaylıkla mutasyona uğrayabilmeleriyle tanınırlar. Tedavi edilebilmeleri mutasyon kabiliyetleri sebebiyle oldukça güçtür.

Pozitifiz Facebook sayfasını takip edin!